iznik rehber logo
  • 4999434iznik.jpg İznik Çinileri | Çininin Başkenti İznik
  • 2017703iznik.jpg İznik | Altın Şehir, Din Dünyasına, Bilim Dünyasına Yön Veren Medeniyetler Başkenti
  • 2504445iznik.jpg İznik | İznik Havadan
  • 9504259iznik.jpg İznik 1880 | 1880 İznik Genel Görünümü
  • 0519623iznik.jpg 2012 İznik Genel Görünümü - Foto Uysal | 2012 İznik Genel Görünümü - Foto Uysal
  • 6368726iznik.jpg İznik Sahili | Fotoğraf: Ahmet Demir
  • 4999419iznik.jpg İznik | Hüseyin Fethi Balcı
  • 4999383iznik.jpg İznik | Hüseyin Fethi Balcı
iznik rehber logo
İZNİKREHBER
YAZARLAR
recep-bozkurt.jpg

"28 Kasımlar ve Yüzbaşı Hasan Tahsin ..."
Recep Bozkurt Selda Meriç İsmail Özgören Serdar Aydın Hasan Küçükkoçum Hüseyin Fethi Balcı
HABER ARA

Yıllara Göre Görüntüle
İZNİK HAVA DURUMU
SİTE İSTATİSTİKLERİ
Şu an: .......... 8
Bugün: ......... 19531
Dün: ............ 30394
Toplam: ....... 331671035
IP: ....... 44.222.146.114
TANITIMLAR
BİZİ TAKİP EDİN
HABERLER
Sponsor Alanı
haber ayrıntı üst

28 Şubat Süreci Türkiye Tarihinin En Karanlık Dönemidir

Tarih: 27 Şubat 2015

Eğitim Bir Sen İznik Temsilcisi Mahmut Kocadağ yazılı olarak bir basın açıklaması yaptı. Yapılan basın açıklaması ise şöyle;

28 Şubat Süreci Türkiye Tarihinin En Karanlık Dönemidir Türkiye Cumhuriyeti tarihi, 20. yüzyıl boyunca, milli iradenin darbelerle hükümsüzleştirildiği ve darbe anayasalarıyla vesayet altına alınmaya çalışıldığı dönemlerle ele alınmıştır. Bu dönem bir darbeler ve muhtıralar tarihi olarak ele alınabileceği gibi milli iradenin varlık mücadelesi olarak da ele alınabilir.

23 Nisan 1920’de “Hâkimiyet, bila kayd ü şart milletindir” serlevhası altında millete dayanan bir yönetim biçimi olarak sunulan yeni rejim, 1950 yılına kadar milletin iradesinin devletin yönetimine yön verecek rüşde sahip olmadığı düşüncesiyle milli iradenin belirleyiciliğini dikkate almadan “millete rağmen”ci bir yaklaşımla devleti yönetmiştir. Millet, kendisine dayandığı belirtilen ancak demokratik işleyişin bulunmadığı ve dolayısıyla üzerinde etkisinin olmadığı bir yönetme biçimine karşı varlık ortaya koyarak 1950’de ‘Yeter! Söz Milletindir’ demek suretiyle yönetime el koymuştur. Milletin iradesine sahip çıkması karşısında vesayetçi yapı kendisini 1960’ta darbeyle göstermiş ve ardından milletin gerçek manada idareye hâkim olmasını önlemek üzere anayasal tedbirler almıştır. Milletin tekrar kendini gösterdiği ya da buna uygun belirtileri ortaya koyduğu dönemlerde, 1971’de, 1980’de ve 28 Şubat 1997’de olmak üzere hep darbeler ve muhtıralarla millet hizaya sokulmuştur.

28 Şubat postmodern darbesi, oluşturduğu maddi ve manevi tahribat bakımından milletimizi onlarca yıl geriye götüren bir etki ortaya koymuştur. 28 Şubat karanlığında gerçekleştirilen yolsuzluklar, usulsüzlükler, hortumlamalarla milletin bütün bir maddi varlığı tarumar edilerek ekonomik yönden tahribat yapılmıştır. Ancak asıl tahribat değerler üzerinde gerçekleştirilmiş, milletimizin bin yıllık medeniyet değerlerinden koparılması ve nesillerin köklerinden habersiz yetiştirilmesi için düşmanca tutum takınılmış ve hak-hukuk-adalet gibi kavramların ayaklar altına alındığı uygulamalara imza atılmıştır.

Postmodern darbenin asıl hedefi dindarlar olmuş, asıl tahribat dini kurumlar üzerinde gerçekleştirilmiştir. İmam hatip liseleri ve Kur’an kurslarının kapatılması anlamına gelen katsayı adaletsizliği ve 8 yıllık kesintisiz eğitim uygulamaya sokulmuş, kamuda çalışan başörtülü öğretmenlerin görevine son verilmiş, mütedeyyin kamu personeli soruşturmalar, sürgünler ve göreve son vermelerle zulme uğratılmıştır.

Bin yıl sürecek denilen 28 Şubat Süreci, 10 yıl bile sürmemiştir. Çünkü “Küfür devam eder, zülüm devam etmez” buyrulmuştur. Zulüm döneminin uygulamaları da, Eğitim-Bir-Sen’in güçlü kadrolarının öncülüğüyle iktidar tarafından peyderpey ortadan kaldırılmış, mağdurların haklarının iadesine ilişkin kimi düzenlemeler de yine Eğitim-Bir-Sen’in takibi ve yönlendirmesiyle yapılmıştır.

28 Şubatçılar bugün yargı önündedir. Milyonlarca insanı etkileyen bir antidemokratik hareketi gerçekleştirenler yargı önünde ibretlik bir cezaya çarptırılmalıdır. Ancak mahkeme, pek çok mağdurun müdahil olma talebini, ‘doğrudan zarar görmemiş’  yaklaşımıyla kabul etmemektedir. Bu ifadeden anlaşılan, 28 Şubat mağdurlarının zarar gördüğü kabul edilmekte ancak illa hedef gözetilerek zarar verilme gibi berrak görüntü aranmaktadır. Bu tavrı kabul etmek mümkün değildir. Yine tüm dünyanın gözü önünde apaçık işlenen bir fiilde 28 Şubat sürecinin ticaret-ekonomi, medya, bürokrasi ve (sözde) STK ayaklarının yargı önüne hâlâ çıkarılmamış olması, yargılamanın salt birkaç TSK personeli üzerinden yürütülmesi yargılama sürecini başından beri sakatlamış olup hâlâ sürmektedir. Kısacası gerçek failler hakkındaki hakikat örtbas edilmeye devam edilmekte, yargılama bir gösteriye dönüşmektedir.  

28 Şubat sürecinde yaşanan ihlallerin/hak kayıplarının telafisi için atılan adımlar yeterli değildir. Göreve iade noktasında takdir edilesi bir başarı sağlanmıştır. Ancak memuriyetlerine son verilen mağdurların, memuriyetten ayrı kaldıkları dönemlerin tamamı için mahrum kaldıkları özlük ve mali hakları iade edilmemiştir. Bu konuda kısmi bir düzenleme sağlanabilmiştir. Yine o döneme ilişkin sosyal güvenlik yönünden oluşan haksızlık giderilememiştir. 6353 sayılı Kanun, memuriyetlerine son verildiği tarih ile 2006 yılına kadarki dönem için sosyal güvenlik primlerinin kurumlarınca karşılanmasına imkân verse de, memuriyetten ayrı kaldıkları dönemin tamamı noktasında hiçbir düzenleme mevcut değildir.  

Türkiye tarihinin en karanlık döneminde yaşanan mağduriyetlerin bütün izleri silinmelidir. Mahmut KOCADAĞ Eğitim –Bir-Sen İznik Temsilciliği


Kaynak: Hüseyin Fethi Balcı

Bu haber 4279 kez görüntülendi.

HABER FOTOĞRAFLARI

5063972iznikrehber1.jpg
TANITIMLAR
Mehmet Eren 5923426sahin.gif 5923765mavicini.gif 11462062294626temelcopy.gif Çokran 2298993tetik.gif Çetin Telekom
iznik rehber logo
Hüseyin Fethi Balcı İZNİK / BURSA
Tel: +90 531 868 0400