ATATÜRK, İZNİK'E NEDEN GELMİŞTİR?
15 Temmuz 1935, büyük Atatürk'ün İznik’e geliş günüdür... Ne güzel... Peki, kısacık yaşamı (57 yıl) olağanüstü mücadelelerle geçen bu büyük insan, Anadolu'da onlarca il, yüzlerce ilçeye gidemezken İznik'i neden onurlandırmıştır?.. 1935'lerde nüfusu üç bini bulmayan, yolu izi olmayan bu küçük kasabaya Mustafa Kemal Paşa, neden gelmiştir?.. Evet, neden?.. Dört yıla yakın süren “ Milli Mücadele ”de İznik; İstanbul Hükümetlerinin ve işgalci devletlerin her türlü tuzağına, baskısına, zulmüne karşın daha işin başından itibaren tavrını Ankara'dan yana koymuş; yörenin ilk Kuvayı Milliye Birlikleri'ni oluşturmuş; İznik Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni kurarak vatanın kurtuluşu için mücadeleye atılmış; “ İlk meclis’e Halil İbrahim Ağa'yı (Gürsoy) göndermiş; Yüzbaşı Hasan Tahsin Bey (Akıncı), Mehmet Tevfik Bey (Sindel), Muallim Hüseyin Avni Bey (Demirel), Mehmet Rüştü Efendi (Karaoğlu), Mülazımevvel Hüseyin Avni Bey (Oktay), Bezas Hasan Efendi (Alp), Çolak Mehmet Çavuş (Yavuz), Hasan Çavuş (Kumcu) gibi Milli Kurtuluş Savaşı kahramanları yetiştirmiş; büyük Ata'nın kendi deyimi ile “ İZNİK CEPHESİ ”nde düşmana kalkan olmuştur. Büyük önderin İznik’e gelişinin bir başka nedeni de şudur: Savaş sonrasında yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaşlaşma mücadelesinde “Devrimler’i yürekten benimseyen ve uygulayan yörelerin başında İznik gelmektedir. 1925 yılındaki “ Kılık Kıyafet Yasası"nın daha ilk gününden itibaren Ali Osman Ağa (Akıncı), Hüseyin Avni Bey (Oktay), Bezas Hasan Efendi (Alp), fötr şapkalarını giyip İznik sokaklarına fırlamışlardır. 1920 günü toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ilk güven telgrafı ile 1928 yılının büyük hareketi olan "Harf Devrimi"nin kabulünü Ankara'ya telgraf çekerek kutlayan ilk ilçelerden biri İznik'tir. Ayrıca,1937 yılının bağ bozumunda İznik'ten Çankaya'ya giden bir sepet altın sarısı Müşküre üzümü, Atamızı nasıl sevindirmiştir bir bilseniz.(*) Bütün yaşamını yurdunun ve ulusunun bağımsızlığına ve yücelmesine adayan Büyük Atatürk, ince düşünceli, vefalı, kadirşinas biriydi. Barış döneminde de İzniklileri unutmadı; ilçemizi onurlandırarak, bizleri bahtiyar etti... 15 Temmuz 1935 günü saat 14.00 sularında İznik'ten ayrılan büyük önder, bugün adını verdiğimiz Atatürk Caddesinden hareketle Yenişehir'e doğru giderken yanından geçtiği Mahmut Çelebi Cami yanında kısa bir süre durup yanındakilere, "Bu ata yadigarı eserler behemehal ele alınmalıdır!.." demiştir. Tarihi çok iyi bilen Atatürk, İznik'in görkemli geçmişini de çok iyi bilmekteydi. Bugün belge ve buluntularla kanıtlanan şu sözleri, daha hiçbir arkeolojik kazının yapılmadığı 1935 yılında, başka kim söyleyebilirdi ki: "...asıl İznik toprağın altındadır!.." "Biz 5 bin yıldır bu topraklardayız!.."
Ya, 1920'li ve 30'lu yıllarda idari bakımdan oradan oraya itilip kakılan, bakımsız ve harab haldeki İznik için söylediği şu sözlere ne demeli: " Sinesinde çok eski medeniyet eserleri taşıdığı için ilerde büyük bir turistik şehir olabilecek bu geniş ovalı, suyu bol kasabayı, keşke il merkezi yapabilsek..." 15 Temmuzlar; bize bu toprakları vatan yapan Büyük Atatürk'ü bir kez daha tanıma, eserlerine sahip çıkma, minnet ve şükranla anma günleri olmalıdır... (*)- "Türkiye Riyaseticumhur Umumî Kâtipliği 4/889 Ankara–30 Kasım 1937
Bay Salim Demircan
26 Kasım 1937 tarihli yazınız karşılığıdır:
|
Yazdırılan tarih: 24-11-2024 02:07:40
www.iznikrehber.com |