Şu an: .......... 6 | |
Bugün: ......... 3094 | |
Dün: ............ 3083 | |
Toplam: ....... 339606770 | |
IP: ....... 3.138.101.219 |
Ramazan ayını yaşadığımız şu günlerde İznik’te bulunan camileri ilçenin kuzeyinden başlayarak listeledik. Kayıp olan camiler hariç, cemaati bulunarak kullanılan 17 camiinin listesi ve bilgileri ise şöyle;
İznik Marmarabirlik Camii 1998 (Hal)
İznik Meyve ve Sebze Halinde bulunan ve yeni İznik Devlet Hastanesi Acil Servis girişinde bulunan camii
İznik Hoca Ahmet Yesevi Camii 1996 ( İtimat )
İznik Elbeyli Mahallesi yol ayrımına yakın olarak bulunan camide yaşlılar üst katta olduğu için abdest almakta çok zorlandıklarını belirttiler.
İznik Ceylan Camii 1997
İstanbulkapı Zeytin Kooperatifi arkasında bulunan camiinin minaresi yeni yapılıyor.
İznik Çınarlı Camii1980
İstanbulkapı kale içinde Koyutürk Sanayi sitesin yanında bulunan büyük çınarın yanında aynı ismi taşıyan camii.
İznik Asmalı Camii 1966
Atatürk Caddesi üzerinde ilçenin kuzeyinde bulunuyor
İznik Cebeci Camii 1948
Mustafa Kemal Paşa Mahallesi Göl Sokak ve Cebeci Sokak arasında bulunuyor
İznik Çandarlıoğlu Camii 1996
İlçenin merkezi olan Ayasofya Orhan Camii’den Kılıçaslan Caddesi göl sahil yolu üzerinde bulunan ve dış kaplaması çini ile kaplı olduğundan dolayı halk arasında çinili camii olarak bilinen camimiz
İznik Ayasofya Camii Orhan Camii 1331
İznik’in tam ortasında, surlarla çevrili kentin dört kapısından gelen yolların kesiştiği yerde inşa edilmiş olan yapıdır. Hıristiyanlıkla ilgili önemli kararların alındığı 7. konsül 787 yılında bu kilisede toplanmıştır. 1331’den sonra Orhan Gazi camiye dönüştürmüştür. Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) döneminde, Mimar Sinan bir mihrap ilave edip yan neflerde büyük kemer açıklıkları oluşturulmuştur. 2007 yılında yapıda restorasyon çalışmaları başlatılmıştır. Yabancı turistlerin oldukça ilgilendiği bir yapıdır.Vakıflar Genel Müdürlüğünün‘Ayasofya Camii’nin ibadete açılması yönündeki kararının ardından tarihi cami, 6 Kasım 2011 tarihinde, yaklaşık 90 yıl aradan sonra Kurban Bayramı namazının kılınmasıyla ibadete açıldı.
İznik Mahmut Çelebi Camii 1442
Atatürk Caddesi Yenişehir Kapısına giden yol üzerindedir. 1442'e II. Murat'n kaynı Sadrazam İbrahim Paşa'ın oğlu Mevlevi Mahmut çelebi tarafından yaptırılmıştır. Yeşil Camiye benzeyen camii ortası kubbeli bir son cemaat yeri ile kare camiidir. Caminin kitabesi kapı kemeri üzerindedir. Kitabeye göre mescid I.Murad döneminde ( 1424-51 )vezir Mahmud Çelebi tarafından 846 H. / 1442-43 M. yılında inşa ettirmiştir.
Kitabede şu yazmaktadır.
Bu mescidi , emirliğin göz bebeği ve vezirlik ağacının meyvesi, hayır işler ve iyilikler sahibi , sofralar ve sevindirici işler sahibi ve ulu vezir, merhum, saîd, mağfûr ve şehid İbrahim Paşa ( Allah yattığı yeri nurlandırsın ) oğlu Mahmud Çelebi ( hayır işleri devamlı ve devleti yüce olsun ) doğruluk ve iman sancaklarını diken , küfür ve isyankârlığın minberlerini yıkan ve güvenlik döşeğini yayan beldelerin koruyucusu Muhammed Han oğlu Murad ( memleketi ebedî ve devleti sonsuz olsun ) devleti zamanında , hicrî sekizyüz kırk altı senesinde binâ etti- hamd sâdece Allah' mahsustur
Mahmud Çelebi'in İznik'eki imaret için vakfettiği yapıları içeren vakfiyesi Zilhicce 850 H. / Şubat 1447 M. de düzenlenmiştir. Vakfiyede imaretin bukâ-i meymûne , mescid-i şerif yakınında iki ev , matbah , kiler , yemekhane ve avludan oluştuğu belirtilir. Vakıflar Genel Müdürlüğü'de üçü tarihli altı vakıf kaydı tesbit edilmiştir. Mahmud Çelebi Çandarlı Vezir Ailesi'dendir. Dedesi Halil Hayreddin Paşa , babası İbrahim Paşa'ır. Osmanlı devleti sancak beylerinden olan Mahmud Çelebi, Çelebi Sultan Mehmed’in kızı Hafsa Sultan ile evlenmiştir. Bolu sancakbeyliğinde bulunduğu sırada Macar Kralı kumandasındaki Haçlı ordusuyla yapılan savaşta Niş'e esir düşmüş ( 848 H./ 1444-45 M. ) ve Edirne Segedin antlaşması imzalandıktan sonra serbest bırakılmıştır. Esaretten döndükten sonra Mahmud Çelebi'in hangi görevde bulunduğu bilinmemektedir. Vefatından sonra i İznik'eki caminin güney tarafına gömüldüğü ve kabrinin demir parmaklıklarla çevrildiği belirtilmektedir.
Camii , kare plan harim ve kuzeyindeki dikdörtgen planlı son cemaat yerinden oluşur. Harimin üzeri üçgen kuşakla geçilen sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülüdür. Güney duvar ortasında beş cepheli bir mihrap nişi yer alır. Son cemaatin kuzey cephesindeki dikdörtgen , silmeli çerçeveli kapı ahşap kanatlıdır. Diğer kemer açıklıkları altta mermer korkuluklarla üstte modern cemekânla kapatılmıştır. Yapının kuzey batı köşesinde , beden duvarı üzerinde yükselen minare pahlı pabuçlu , yuvarlak gövdeli , tek şerefeli ve sivri külahlıdır. Gövde iki bilezikle sınırlıdır. ; şerefe altı oniki sıra testere dişi dolguludur. Mihrabın batısındaki ahşap minber yenidir . Tüm altlık pencereler dikdörtgendir. ;üstlükler ve kasnak pencereleri sivri kemerlidir. Yapının dış duvarları almaşık teknikte bir sıra kesme taş-üç sıra tuğla ile örülmüştür. Kubbe kasnağı , revak sutunları , pencere lento ve söveleri , korkulıklar mermer , nişler kesme taştır. Revak kemerleri ve minare tuğladır. Yapının duvarları içten sıvanmıştır. Haremin kubbe kasnağında , doğu batı ve güney duvarlarındaki pencerenin kemer yüzeylerinde kalemişi süsleme görülür. Son cemaat yeri korkulukları değişik geometrik motiflerle süslüdür. Süslemelerde balpeteği , üç yönde doğrularla kesilen sekizgenler ve dört köşeli, yıldızlar oluşturduğu sekiz köşeli yıldızlar , onikigenler içinde oniki kçşeli yıldızlar, ongenler ve beş köşeli yıldızlarla oluşturulmuş süslemeler dikkati çeker.
İznik Kara Halil Hayrettin Paşa Camii 2003
İlçenin Güneyinde Yenişehir kapı girişinde bulunmaktadır. Hac ve Umre uğurlamaları camimizin bahçesinden yapılmaktadır.
İznik Yakup Celebi Camii 14yy
Yeni Mahallede zaviye ve makam türbesi. Bütün kaynaklarda zaviye olarak tanımlanan ana yapıya "Yakup Paşa Camisi" adı da verilir. Yapım tarihi kesin değildir. Ancak Murat Fin oğlu ve I389'da Kosova savaş alırımda Bayezit I Yıldırım tarafından "saltanat savında bulunmaması" için boğdurulan Yakup Çelebi'ye ait yazıtsız mezarın bulunduğu türbenin, bu kişinin Bursa'da babasının türbesinde gömülü olduğu dikkate alınacak olursa, bir makam türbesi olduğu açıktır. Ana yapı kuzey güney doğrultusunda birbiri ardınca uzanan giriş ve asıl ibâdet mekânlarından oluşur. Asıl ibâdet mekânı kare planlı ve üçgen geçişli kubbelidir. Yine kare planlı, aynalı tonozlarla örtülü ve birbiriyle eş boyutlarda iki yan mekânı bulunmaktadır. Doğu-batı doğrultusundaki dikdörtgen planlı son cemaat yeri, birbirine eş boyutta, aynalı tonozla örtülmüş beş bölüm halindedir. Ana yapının kuzeydoğusunda, son cemaat yerine 5 metre uzaklıkta bulunan türbe, kare planlıdır. Sivri kemerlerin birbirine bağladığı (L) biçimli payelerin sınırladığı alan, bir kubbeyle örtülmüştür. Batı kemer açıklığı sonradan kapatılmıştır. Türbe zemininin ortasında, konulmuş yazıtsız mezar bulunmaktadır. Bunun, Yakup Çelebi için yaptırılan makam mezarı olduğu kabul edilmektedir.
İznik Hacı Özbek Camii 1332
Hacı Özbek Camii ya da diğer adıyla Çarşı Mescidi, Kılıçaslan Caddesi Lefke Kapı yolu üzerindedir, Eşrefzade Camii’nin yanındadır. Kitabesi olan en eski Osmanlı camii olarak kabul edilir. Hacı Özbek tarafından 1333-1334 yılları arasında inşa edilmiştir. Kare planlı cami 7,5 x 7,5m. Ölçülerindedir.
İznik Eşrefzade Camii 14. YY. 2007
İznik’in kuzeydoğusunda, Eşrefoğlu Sokak ile Türbe Sokağı’nın kesiştiği noktada yer alan Eşrefi Rumi Camisi türbe, dergâh, zaviye ve hazireden oluşan bir yapı topluluğu idi. Eşrefoğlu Abdullah Rûmi (1353-1469) aslen Mekkeli olup, Bursa’da eğitim görmüş olup, Hacı Bayram Veli’nin önce müridi, sonra da damadı olmuştur. Bundan sonra da dergâhını İznik’te kurmuş, bunun yanına da camisini yaptırmıştır. Cami İznik’in Yunan işgali sırasında 1922 yılında yıkılmış ve yakılmıştır. Günümüze yalnızca bazı duvar kalıntıları ile minaresi ve haziresindeki mezarlar gelebilmiştir. Kitabesi günümüze gelememiştir. Ancak caminin banisi olan Eşrefoğlu Abdullah Rûmi’nin sandukası üzerindeki bir levhada “Haza kabr-i şerifi Kutb-ül arifin eşşeyh Eşrefzade Abdullah Rumi Kuddise sirruhu vefatı sene (H.874 - M.1469)” yazılıdır. Buna dayanılarak caminin Eşrefi Rûmi’nin ölümü 1469 olduğuna göre XV.yüzyılın ortalarında yapıldığı sanılmaktadır. Cami 12.50x16.00 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı olup, kuzeyinde 8 m. uzunluğunda bir ahşap revak bulunuyordu. İbadet mekanının sivri kemerli giriş kapısı üzerinde çini levhalı bir hadis bulunuyordu. Mihrabında hadis yazısı ve kandil ve enginar yapraklı bezemelerden oluşmuş çini karolar bulunuyordu. Bu cami Sultan IV.Murat (1623-1640) tarafından onarılmış, caminin ve türbesinin duvarları çinilerle kaplanmıştır. Bu çinileri Tabakzade Mehmet Usta 1628 yılında yapmıştır. Günümüzde bu caminin yerine modern bir cami yapılmıştır. Eski camidsen günümüze kalan minaresi kesme taştan üç sıra tuğlalıdır. Sekizgen planlı kaidenin üzerine 12 cepheli gövde oturtulmuştur. Petek ve külah kısmı yıkılmıştır. Eski camiye ait olan minaresinin gövdesi çemberler içerisine alınarak sağlamlaştırılmıştır. Kırmızı tuğladan yapılmış olan minarenin gövdesi çini kuşaklarla bölümlere ayrılmıştır. Üzeri de XVII.yüzyıla ait çinilerle sonraki dönemlerde kaplanmıştır. Caminin yanındaki avluda bulunan küçük bir hamam da 1970’li yıllarda yıkılmıştır.
İznik Seyh Kutbuddin Camii
Nilüfer Hatun İmaretinin (İznik Müzesi'nin) güneye bakan tarafının karşısında olup Sultan II. Beyazıt’ın vezirlerinden Çandarlı İbrahim Paşa tarafından XV. yüzyılda yaptırılmıştır. Şeyh Kudbeddin Camii tamamen yıkılmış durumdadır. Caminin, yanındaki türbeden bir süre sonra yapıldığı tahmin edilmektedir. Tek kubbeli ve kare planlı kubbede İznik'in tanınmış müderrislerinden olan ve 1418'de vefat eden Şeyh Kudbeddin yatmaktadır. 2007 yılında orijinaline uygun olarak onarılmış ve ibadete açılmıştır
İznik Yeşil Cami 1378
Şehrin en tarihi yapılarından biridir. Çandarlı Halil paşa zamanında başlayıp (1378), onun oğlu Ali paşa döneminde bitirilmiştir (1392). Eserin mimarı Mimar hacı Musa dır. Osmanlı döneminin tek kubbeli camilerine örnek olan bir yapıdır. Özellikle mermerden yapılmış caminin minberi görülmeye değerdir. Caminin muhtelif yerlerinde zengin bir taş işçiliği vardır. Minaresi caminin sağ köşesinde yer alır. Gövdesi ve şerefenden sonrası mavi ve yeşil renkte çinilerle zikzaklı mozaik tekniğine örnek bir yapıdır. Adını da bu yeşil çinili ve tuğlalı minaresinden almıştır. Son cemaat yerini çevreleyen korkuluklar Yunan işgalinde zarar görmüştür. Cumhuriyetin ilk yıllarında onarılan cami, 1956-69 yılları arasında restore edilmiştir. Cami 2015 yılında yeniden restorasyona alınmıştır.
İznik Topkapı Camii 1436(Miladi) 2014-2015
İznik’in ilçe merkezine göre kuzey doğusunda Topkapı mevkiinde bulunmaktadır. Bölgedeki büyük bir eksikliği giderecek olan camiimiz 500 kişilik olarak yapılmıştır. Minaresi yapılmak üzeredir, ibadete kısmen açılmış ancak resmi açılışı eksiklerden dolayı gerçekleştirelememiştir, eksiklerin giderilmesi için vatandaşlardan bağış beklenmektedir.
Abdulvahhab Camii 1984
İznik’in genel görünümünde görüldüğü ve Sancaktar Abdulvahap Tepesinde ( Bayraklı dede) Sancaktar Abdulvahap mezarının yanındadır.
VIII. yüzyılda yaşadığı varsayılan söylencesel kişi. İslâm ordularının Anadolu'yu geçerek Bizans'ı düşürme savaşımının sürdüğü 717-740 yılları arasında, Abdülvahap adlı bir sancaktarın yiğitliğinden söz edilir.
Söylence, Erdoğan Savaş'ın anlatımıyla şöyle:
"Üsküdar'a kadar gelen İslâm orduları birkaç kere İznik'i kuşatmışlardı. Kuşatma sırasında genç sancaktar Abdülvahap büyük yararlıklar göstermiş ve bu arada gönlünü genç bir Rum kızma kaptırmıştı. İznik surlarının Hotoz burcu, Rum kızları tarafından müdafaaa edilmekte idi. Sancaktan, Kızlar burcunu müdafaa eden sevgilisi Rum kızı ile uzun müddet sevişti. Sevgilisi. her defasında kendisine Kaleyi alırsan beni de alırsın' diye bağırmıştır. Genç sancaktar sevgilisine kavuşamadan bir düşman oku ile yaralanmış ve hücum eden tekfurlar tarafından başı uçunılmuştur. Buna rağmen kılıç sallamakta devam eden Sancaktarî'ye bir arkadaşının 'Bre Abdullah, başını unuttun' demesi üzerine, Sancaktan geri dönmüş ve başını koltuğuna alarak yedi adımda bugün yattığı tepeye çıkıp kendini defnetmiştir. Türkler İznik'i zaptedince, din uğruna şehit olan Abdülvahap için bir mezar inşa etmişlerdir. (Erdoğan Savaş, İznik)"
İznik'in doğusunda, kente egemen bir tepe üzerinde bulunan mezarı ziyaret yeridir. Ziyaretçiler tarafından bayrak asıldığı için "Bayraklı Baba" adıyla da anılır.
Bu haber 9582 kez görüntülendi.