İznik İlçe Müftüsü Hasan Atlı, bu sene verilecek olan fitre ve sadaka miktarlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. 2010 yılı Fitre ve Zekat olarak nisap (asgari) miktarları aşağıdaki gibidir:
2010 Yılı Fitreleri
Buğday: 1,460 kg
Buğday Unu: 1,460 kg
Arpa: 2,920 kg
Kuru Üzüm;
Çekirdekli, Çekirdeksiz: 2.920 kg
Hurma:2.920kg
Zekât Nisabı;
Altın: 80,18 gram
Gümüş:561.03 gram
Sadaka-ı Fıtır miktarı en az 7 TL
Olarak tespit edilmiştir.
İznik İlçe Müftüsü Hasan Atlı “Fıtır sadakası, Ramazan bayramına kavuşan ve temel ihtiyaçlarının dışında belli bir miktar mala sahip olan Müslümanların kendileri ve velâyetleri altındaki kişiler için yerine getirmekle yükümlü oldukları malî bir ibadettir. Yoksulların ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunmak suretiyle toplumda karşılıklı sevgi ve kardeşlik bağlarının pekişmesine vesile olan bu mali ibadetin meşru kılınmasındaki temel hedeflerden biri, insanların paylaşma bilincini canlı tutmaktır. Bu sayede her Müslüman, ihtiyacı olan yoksullara az da olsa bir şeyler verebilmenin ve yardımlaşmanın sevincini yaşar. Bundan dolayıdır ki fıtır sadakası, zekâttan farklı olarak, daha geniş bir mükellef kitlesi tarafından yerine getirilir.” Dedi.
ASGARİ MİKTAR 7 TL ÜST SINIR YOK
İznik Müftüsü Hasan Atlı “ Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulumuz, fıtır sadakasının Müslüman toplumların neredeyse tamamına yakın bir kesimi tarafından veriliyor olmasını da dikkate almak suretiyle; Hem sadaka-i fıtır’ın asgarî miktarını belirleyen hadis-i şeriflere dayanarak, hem de ülkemizdeki mevcut sosyo-ekonomik hayat şartlarını ve bir kişinin günlük asgarî gıda ihtiyacını göz önünde bulundurarak 2010 yılı Ramazan ayının başlangıcından 2011 yılı Ramazan ayının başlangıcına kadar olan sürede sadaka-i fıtır miktarının 7.00 (Yedi Lira) olarak belirlenmesine, belirlenen bu miktarın, “asgarî miktar” olduğunun, sadaka-i fıtırda verilecek meblağ konusunda bir üst sınırın olmadığının hatırlatılmasına, bu konuda ideal olanın, herkesin kendi hayat standartlarına göre asgari günlük gıda harcamalarına denk düşecek bir meblağı vermesinin tavsiye edilmesine, söz konusu meblağın, gıda gibi aynî olarak veya para şeklinde nakdî olarak ödenebilir. Bir insanın kendi doyabildiği miktar kadar vermesi daha makbuldür.” Dedi.
Kaynak: Mithat Çaldemir
Bu haber 2927 kez görüntülendi.